MÖ 5. yüzyılda Çin’de, Ti Jian Zi adında bir oyun oynandığı bilinmektedir. Badminton’a benzeyen bu oyun, 19. yüzyıl ortalarında Hindistan’da Poona adıyla oynanmaktadır. Birçok açıdan günümüz Badminton’una benzeyen bu oyunu İngiliz subaylar, 1860 yılında ülkelerine getirmişlerdir. Beauford Dükü’nün kızları bu oyunu ilk defa Badminton Evi’nde oynamışlardır. Badminton ismi bu salondan gelmektedir. Oyunun kurallarını koyan kişi ise J.L. Baldwin isimli bir sporcudur.
Badminton; raketle ve kaz tüyünden yapılmış bir topla oynan tenis benzeri bir oyundur. Teknik-taktik ve koordinasyon gibi unsurları bünyesinde barındırır. Topun file üzerinden rakip alana atılmasını ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanır. Açık havanın olumsuz etkilerini önlemek amacıyla genellikle kapalı alanlarda oynanır. Kort 13.40 m uzunluğundadır. Genişlik teklerde 5.18m, çiftlerde ise 6,10m’dir. Teklerde servis atış alanı çiftlerdekinden daha uzundur ve arka dip çizgiye kadar gider. Sahayı iki eşit parçaya ayıran bir file bulunmaktadır. File koyu renkli ip yâda plastik malzemeden yapılmış olup, file karesinin ölçüleri en az 1.5 cm, en çok 2 cm olmalıdır. Önce taraflar arasında kura atışı yapılmakta ve kazanan taraf servis kullanma ve oyuna istediği yarı alandan başlama önceliğine sahip olmaktadır.
Çabuk kavranan ve çok keyifli bir branş olan Badminton, vücudumuzu fiziksel anlamda geliştirmemize olanak sağlar. Çeviklik, hız, esneklik ve koordinasyonu geliştiren bir spor dalıdır. Ayrıca bacak kasları ve kemiklerin güçlenmesini sağlar.
Fiziki şartları yeterli olan herkes Badminton oynayabilir. 6 yaşından başlayıp üst yaş sınırı olmayan bir spor branşıdır.
